kırlangıç olacağız |
bi kuşa benzerdin akşam üstleri
kırlangıçtın muhtemelen
muhtemelen sana "kırlangıcım" demişliğim de vardır
üşüşürdük kuru dallar üstüne
hepimiz diğerinin ötekisi
hepimiz, sen, ben yasak aşk familyasından
orman kuytusu bir yer olurdu
konardık göçebe mekanlarına
her ne hikmetse
altımızda mavzerli avcılar yatardı habersiz
çay demlerlerdi evsinlerinde
kuru ekmek saçarlardı zemheri açlığına
sen hücum ederdin
açlıktan değildi biliyoruz
cesaretinden de diyemeyiz
bi kırlangıç olmak kafiydi senin için
evsininde avcılar tedirgin olsun diye
türküye durduğunda içmek isterdim en çok
rakıyı rakıyla
suyu da su
biz içerken telaşlı bir imam geçerdi kuşluk zamanı
esaslı günahlarını silkelerdi üstümüze
o an sevişmek düşerdi aklımıza
bir daha
rıza nur derdin sebepsiz ve densiz
nüshalarını bırakmış hatıralarının
nereden gelmişse aklına
britanya'da ayak tozumuz dökülmüş bir müzeye
derdin
müzede öpüşmek ölümsüzlüktür derdin
öpüşmezdik
derdin ne ise
bir ele geçsek
kayıtsız ama
yazılmamış hiçbir kağıda adımız
ne de parşömene deveden
öylesi bir varlık ve yokluk hali
itiraf yok, sürgün yok, temiz iş
ikimizin derisinden bir polis tutanağı
imza kırlangıç
imza kırlangıcın sevdiceği
imza komiser
terör şubeden
imza şu yılgın, tüketilmiş kalabalıklar
daha ne olsun
ne varsa yüzülmüş derimizin hafızsındadır
bir film yaklaşıyor görüyor musun kırlangıç
tarifeli bir film
her şeye benzeyen ve hiçbir şeye benzemeyen
sonsuz bir film
kırlangıcım
kirece yatırıldı derimiz az önce
bir dizede
izni bergama'da kral eumenes verdi
şiir kazınacak üstüne
kör ucuyla bir çivinin
şiir yaşama dair
şiir affedilmez günahların kimyasalları
şiir tüm yasakların bileşkesi
gayri uzak bir görüntüyümdür kırlangıç
gayri sen uzak bir tapınak dumanı
aklım yerindeyken de demiş olmalıyım
hiçbir şey olamazsak eğer
kırlangıç olacağız
hepsi bu
edirne / 1976 - mustafa doğan