3 Aralık 2020 Perşembe


kırlangıç olacağız 


bi kuşa benzerdin akşam üstleri

kırlangıçtın muhtemelen

muhtemelen sana "kırlangıcım" demişliğim de vardır

üşüşürdük kuru dallar üstüne

hepimiz diğerinin ötekisi

hepimiz, sen, ben yasak aşk familyasından

orman kuytusu bir yer olurdu 

konardık göçebe mekanlarına

her ne hikmetse 

altımızda mavzerli avcılar yatardı habersiz

çay demlerlerdi evsinlerinde 

kuru ekmek saçarlardı zemheri açlığına

sen hücum ederdin

açlıktan değildi biliyoruz

cesaretinden de diyemeyiz 

bi kırlangıç olmak kafiydi senin için

evsininde avcılar tedirgin olsun diye


türküye durduğunda içmek isterdim en çok

rakıyı rakıyla

suyu da su

biz içerken telaşlı bir imam geçerdi kuşluk zamanı

esaslı günahlarını silkelerdi üstümüze

o an sevişmek düşerdi aklımıza 

bir daha

rıza nur derdin sebepsiz ve densiz

nüshalarını bırakmış hatıralarının

nereden gelmişse aklına

britanya'da ayak tozumuz dökülmüş bir müzeye

derdin

müzede öpüşmek ölümsüzlüktür derdin

öpüşmezdik

derdin ne ise


bir ele geçsek

kayıtsız ama

yazılmamış hiçbir kağıda adımız

ne de parşömene deveden

öylesi bir varlık ve yokluk hali

itiraf yok, sürgün yok, temiz iş

ikimizin derisinden bir polis tutanağı

imza kırlangıç

imza kırlangıcın sevdiceği

imza komiser

terör şubeden

imza şu yılgın, tüketilmiş kalabalıklar

daha ne olsun

ne varsa yüzülmüş derimizin hafızsındadır


bir film yaklaşıyor görüyor musun kırlangıç

tarifeli bir film

her şeye benzeyen ve hiçbir şeye benzemeyen

sonsuz bir film

kırlangıcım

kirece yatırıldı derimiz az önce

bir dizede

izni bergama'da kral eumenes verdi

şiir kazınacak üstüne

kör ucuyla bir çivinin

şiir yaşama dair

şiir affedilmez günahların kimyasalları

şiir tüm yasakların bileşkesi


gayri uzak bir görüntüyümdür kırlangıç

gayri sen uzak bir tapınak dumanı

aklım yerindeyken de demiş olmalıyım

hiçbir şey olamazsak eğer

kırlangıç olacağız

hepsi bu


edirne  / 1976 - mustafa doğan