11 Temmuz 2014 Cuma

"şey - bulamadığım sözcük" / afgan halk şiiri

her zifiri karanlık öteki yarımı tamamlıyor
izinsiz, çalmadan kapımı
giriyor içeri çirkin bir dilenci
yağmur kesiliyor inadına
dalda bir serçe
sesini dinliyor şeyin
şeyin
vuran yüreğimdir güm güm
kafesini aştı aşacak
belayı buldu bulacak
nalet oldu olacak
şeyin

elini eteğini çekiyor güneş
daha ikindi, bilemedin kuşluk
zaman şeyin
hesabı
şeyin
kör bir çakı vuruyor döşüme
meçhul aşkları gömüyor
iri memeleri oynayarak dilli bir kadın
durulmadı durulmayacak
hayta
nobran, arsız ama düşünceli
şey
karıyor harcını
selam veriyor
işte kuytusu ahlaksızlığın
tanrıya göstermeksizin öpüyor
öpüştürüyor
atlı üstlü dört dudak
iki dil
beleniyor günaha sevdaları
ikimizin
şeyi

parmak parmak üstünde
şah damarı bir kağıt kadar
örselenmiş
en üstünde
kımıldamadan duruyor ömür
geçiyor üstün de üstünde
bileniyor hasret
kadın hatıralarının
şeyinde
er kişi
mendillerini kirletmiş kalabalıklar
çevrik
dik ve soğuk
bir musalla üstünde
havlıyor şey
şey
bulamadığım
dimdik bir sözcük
kabil'de bir yerde.


Afgan Halk Şiiri - Çeviri: Kitapsevenlerle

Hiç yorum yok: