1 Haziran 2014 Pazar

aşk devrim ve puştluk


Dün yine tutukladılar aşıkları
istiklal'de
ankara'da güven parkta
güvenilmez eli coplu kara adamlar
ikisi, liseden beridir sevgili
kalan ekserisi yeni tutmuş
ellerini
öpmemiş meydanlarda,
sürüklemişler
gençlerini yurdumun,
aynı kaldırım taşlarında
uzunca müddet
"netekim"
eşitlikçi ve demokrat
puştlar,
muadilleri 1940'ta alamanya'da
ispanya'da ağabeyleri franco
gelmişini geçmişini.
O sırada yağmur yağıyormuş
avrepooda
yürüyen kadınların saçlarına,
venezuella'da işten
firar ediyormuş erken vakit
çiftler
sevdalarına
gem vuramayıp,
Daha ve hala kokuyormuş
misler gibi firekler
bahçelerinde Anadolu'nun
O esnada,
diktatörün adamları
salyalarını saçarken,
bir köpek yavrusu
döşünde annesinin
korkularını öteliyormuş
gaz dolu sokaklarında
izmir'in,
"her yer guernica,"
bağırmış despot.
Herkesler susturulurken
direnenleri varmış
çok bi yanı
denizlerle dolaşılan
ülkenin,
Demişler ki;
Musallat olmuşlar
ellerinde kan, gözlerinde kin
boyunlarında çocukların vebali
bir yanı ingiliz,
öteki fransız'a boyun eğmeyen
devrimden ve şiirden
ilham alanların,
toprağı altına, emeği nafakaya
dönüştürebilen
simyacıların
yurtlarına.
Demişler ki;
Tepeden tırnağa
sevi,
kızıla boyanmış kalabalıklarıyla
yılmadan ve acıyla
dönmeden ve direnerek
caymadan ve ölerek
yazmışlar destanlarını,
Biz halkız hey, unutma
kocaman yüreklileriz
ve o yürekte
hem sevdayı
senin bilemediğin
hem de korkusuzluğu
yalnız bizim bildiğimiz
taşıyabiliriz.
İnsanın iyisi de varmış kainatın
nokta kadar yerinde,
puştu da...

Mehmet Efe Bölükbaşı - Mardin, Mayıs 2014






Hiç yorum yok: