dipsiz sessizliği seçerim her kavgada
yar ile yaren ile
küserim gölgeme,
ikindi vakitleri
düşerim bir
türkünün peşine
yürürüm dağ
başlarında
anız tarlalar,
böğelekli manda sürüleri geçerim
akşam üstü, akşam
altı
iki dize yazarım,
bir kadeh öldürürüm içimde
soyka gönlümü
seyreltirim
buzlu sular
katarak
ışık alırım
arkama
hüzün bindiririm
omuzlarıma
yüküm yük
bir dosta doğru
dönerim yüzümü
küfrederim
komprador adlarıyla
karışır
emekçininkilerle
seçerim
inciltmeden
adlarımız bir de
derim kızıl ağaç yapraklarına
adlarımız aynı da
niye yazgıda
eksik yazılmış benim ömrüm
bir muhabbet
tuttururuz iki kadim aşık
topraktan besili
acılarımızla
ölürüz birimiz
birimiz bir
çukurda bulunur geç bir vakit
birimiz işi
bitmiş bir gürgene yaslanıp
cigara tüttürür
sala okunur
apartuman aralarında kalmış güdük bir minareden
terli
göyneklerini değiştirir varsıllar
süslü kadınlarla
otel odalarında
dumana rahmet
düşer
don tutar elleri
bir çocuğun
her yer savaş,
her yer asker, her yer kan
cümle alem
gafletinde
cümle alem uyur
üç beş adam
sakalından
fazlası olmayan üç beş devrimci
bir kadın, en çok
bir kadın
memelerinden
beslenmiş bebeleri henüz yok
ısırır kahpe bir
iktidarı
hepsi birden bir
örgüt
toru topu üç beş
kişi
hepsi birden bir
ülke
cümleten ne
kalablık
hepsi inançlı ve
dik ve azaysız
insanın çoğulu
hepsi hasmı
düzenin
dinlenmeye fırsat
olmadan
düşerler
göz bebeklerinde
iri kıyım polis postalları
içlerinde vuslat
sesli bir kavgada
canhıraştırlar
dipsiz bir
sessizliği seçmişlerdir oysa
bir dost
kavgasında
ölmeden hemen
önce...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder