26 Şubat 2014 Çarşamba

Kaba Hırsızlıkların Ülkesi (Alelusul Yazılar Serisi 5)


KABA HIRSIZLIKLARIN ÜLKESİ

Dr. Mahide Görgülü Uyar


Türkiye’de bir tuhaf yapı var. Birazını Afrika’dan almışız, biraz Asya da kokuyor, doğulu yani. Kendimize has kısmı da ekledik mi, işte bu aşure çıkıyor. İşin tuhafı bu yapının batıya ait olduğunu savunuyoruz, hiç alakası yok. Batı burjuva demokrasisi üretti, kapitalizm onların eseri, liberalizm de... Bu meretleri tam almış olsaydık böyle kaba hırsızlıklar, aşikar yolsuzluklar, rüşvetler olmazdı. Bizde oluyor zira doğuluyuz. Batıda bu kabalıkta (boyutta demiyorum) bir hırsızlık kabul edilemez. Yolu yordamı vardır, hırsızlığın. Adına liberalizm filan diyoruz. . İnceden, sistemli ve acıtmadan yapılır her şey. Kaba bir biçimde yapan ahlaksız olarak görülür ki; bilindiği üzere ahlaksız kavramı batıda çok da bizimki kadar kolay söylenmez. Ahlakçı değildirler yani.
Yakın dönemde batıda yaşanan en kaba ve büyük hırsızlık olayı Enron’dur. Yıllarca yöneticiler ile denetçiler el ele vermiş ve şirketi soymuşlar. Gümbürtüyle gittiler. Soruşturmalar açıldı, kaynaklar tahsis edildi, kafa patlatıldı ve sistem kendine çeki düzen verdi. Yoksa kapitalizm çöküyordu. ABD’de vergi verenler ayağa kalktı. Kapitalizm affetmedi. Sorumlular, “kutsal sisteme” kabaca zarar vermek suçuyla kamuoyuna teşhir edildiler. Soruşturmalar sırasında uçakla seyahat etmeleri bile eleştirilince, adamlar Kuzey Amerika kıtasını bir uçtan bir uca arabayla geçip ifadeye gittiler.  Bu yolsuzluk, hırsızlık olayı tüm batıyı etkiledi. Kapitalizm tüm birimlerini, işlemlerini, acentalarını velhasıl yapısını gözden geçirdi ve kaba hırsızlıkların, yolsuzlukların önü alınması için önlemler alındı. Enron, yanında uluslararası denetim şirketleri dahil epey kapitalisti  götürdü. Sistem kendini idame ettirmek için kendini yenileyebilen uzuvlarını acımadan yedi.
Batıdaki kapitalizmi iyi okuyamayanların, kaba hırsızların işiydi Enron. Ayrımına varamadılar kapitalizm eliyle hırsızlık ince bir işti, bunu atladılar. Batının centilmen, nazik, incitmeyen, diplomatik yollarıyla hırsızlık yapmak için inşa edilmiş sistem, yani yeni ehlileştirilmiş kapitalizm es geçilip, vahşi kapitalizm dönemini çağıran bir kabalığa tevessül edilmişti. Kendini gözden geçirdi ve varlığını sürdürecek önlemleri aldı. Kapitalizm kurum ve kurallarını ince, büyük ve sürekli hırsızlık için versiyon yenileyerek sürdürüyor.
Bizde ise ne burjuva demokrasisi inşa edildi, ne liberalizm getirildi ne de yeni ya da eski versiyon kapitalizm bütünsel olarak uygulamada. İnsanlık, insanı yok eden bu sistemlere razı kılınmışken, bunların bile çok daha gerisindeyiz. Ama bizde batının yapıları göstermelik olarak var. Kuralları alıp, mevzuatı yapıyoruz, lakin hala Afrikalıyız ve Asyalıyız yahut doğuluyuz (ne şarkiyatçıymışım da haberim yokmuş). Kibar hırsızlık, hırslarımıza yetmiyor. Kaba hırsızlıklar, yolsuzluklar ve rüşvetler dönüyor sabah akşam ve biz bunları zaten biliyorduk. O kadar büyük adiliklerle karşı karşıya kalıyoruz ki; adam gibi bir kapitalizme şükredebilir hale sokulduk. Bu denli büyük bir ilkellik olur mu? Oluyor. E, ne diyelim; sistem bu. Yiyin efendiler.

Hiç yorum yok: